Bu kadar ses,gürültü kargaşa,neredeyse
toz duman...Bir baş ağrım var benden içeri, üzerinize afiyet her gün
artmakta..Duyan, gören:
- ' Bu yaşta nedir çektiğin be kızım!
' diyor..
Ne bileyim bende anlamıyorum ki..
üstüne gitmesem bir dert, gitsem bin..
Sıkılıyorum bu doludizgin
olmayan, avamlıkta bir numara ,gelişi pekte güzel olmayan, doğru ve güzel
işlerin yapılmamasında ısrarcı davranan davranış sahiplerinin oluşturduğu şu
banel ortamdan..
Tahmini olarak binden fazla
'sessiz olun da ders çalışın, çalışmıyorsanız da çalışan arkadaşlarımızı
rahatsız etmeyin bari!' denilmesine rağmen, keçi inatlarıyla konuşmaya (!) ,
-gevezelemek daha uygun düşer sanıyorum- devam eden kendimi içinden dışarı
tuttuğum şu sınıf yoruyor beni..
Bana sadece zararları var.
Hiçbir fayda göremiyorum, kopya çeken bir öğenci olsam gam yemeyeceğim :).
Fakat bizim öğretmenlerimize göre 4 yılımız birlikte geçmiş te, çok şey
paylaşmışız da , lise arkadaşlıkları başkadır da, falanda filan... Bana bunlar
çok kurgu geliyor, duyup geçiyorum...
Yıllardır oturduğum şu sırayı
hiçbirine değişmem..başım ağırdı ona dayadım.. Hoyratlıklarına karşı
sabredemeyip ağladığım her an gözyaşlarımı akıttım buraya ben..yazdığım her
harfin bir nüshası buraya ekili..
Yine başlasam şu okula, yine aynı ben olurdum..Yine bu sıraya müptela olur, ona sığınırdım.
Şimdi karşımdaki 29 ayrı
ademoğluna bakıp, konuştuklarını duyuyorum..şaşırmamalı aslında , her öğrenci
asar birşeyleri, ama zamanında olmalı herşey.. Öğretmen sınava çalışmak için
bırakmış, senin yaptığına bak ayıp be kardeşim! bir tarafta bir grup toplanır ,
grubun çok konuşanı 'Sinemaya gidelim, biriniz telefonundan baksın hadi .'
der, öbür tarafta birbirlerine fanatik erkek grubu 'araba modelleri ve
fiyatları' ilişkisini çözümlemeye çalışır.. daha gerekli bir konu bulunamamış
belli ki! Biri birine sınıfın bir köşesinden diğer köşesindeki kankisine
bağırıyor , 'salak niye ayaktasın?'.. diyeceğim gözleri kör kendisinin ayakta olduğunu
göremiyor o da yok...Sonra kendime dönüp diyorum ki:
-'bu kadar gereksiz olma, bu kadar
basit biri olup çıkma, çok var onlardan, yazık etme kendine..!'
Hıı bu arada ,hoca dersin başında
geldi, sınıfımızın bir kaç lider vasıflı insancığı, 'hocam sınavımız var ders
çalışabilir miyiz?, konu işlemesek olur mu? ' dedi , hocamızda sağolsun kabul
etti , olacakları bilemeden.. ve şu kapıdan çıkarken ne kadarda güzel bir cümle
döküldü hocanın dudaklarından:
- 'siz sesli olup birbirinizi rahatsız
etmezsiniz, size güveniyorum hadi bakalım, iyi çalışmalar.'..
Öğretmen masasında yazdığım şu
satırları sürdürürken, arkadaşlar demeye bin şahit lazım olan şu
topluluğun,öğretmenimizin beş dakika önce söylemiş olduğu güven kokan o bir kaç
cümleyi nasıl uyguladıklarını hayranlıkla izliyorum vallahi..
Sanırım bizimkiler sadece cümlenin
,'siz sesli olup..' kısmını duydular.
Hocam iyi haber:
- 'Sınıftaki bir öğrenciye lafınız
geçti...'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder