4 Mart 2017 Cumartesi

Kalabalıklar içinde kalasız balık

 Bu kadar ses,gürültü kargaşa,neredeyse toz duman...Bir baş ağrım var benden içeri, üzerinize afiyet her gün artmakta..Duyan, gören:
- ' Bu yaşta nedir çektiğin be kızım! ' diyor..
Ne bileyim bende anlamıyorum ki.. üstüne gitmesem bir dert, gitsem bin..
 Sıkılıyorum bu doludizgin olmayan, avamlıkta bir numara ,gelişi pekte güzel olmayan, doğru ve güzel işlerin yapılmamasında ısrarcı davranan davranış sahiplerinin oluşturduğu şu banel ortamdan..
Tahmini olarak binden fazla  'sessiz olun da ders çalışın, çalışmıyorsanız da çalışan arkadaşlarımızı rahatsız etmeyin bari!' denilmesine rağmen, keçi inatlarıyla konuşmaya (!) , -gevezelemek daha uygun düşer sanıyorum- devam eden kendimi içinden dışarı tuttuğum şu sınıf yoruyor beni..
 Bana sadece zararları var. Hiçbir fayda göremiyorum, kopya çeken bir öğenci olsam gam yemeyeceğim :). Fakat bizim öğretmenlerimize göre 4 yılımız birlikte geçmiş te, çok şey paylaşmışız da , lise arkadaşlıkları başkadır da, falanda filan... Bana bunlar çok kurgu geliyor, duyup geçiyorum...

 Yıllardır oturduğum şu sırayı hiçbirine değişmem..başım ağırdı ona dayadım.. Hoyratlıklarına karşı sabredemeyip ağladığım her an gözyaşlarımı akıttım buraya ben..yazdığım her harfin bir nüshası buraya ekili..

Yine başlasam şu okula, yine aynı ben olurdum..Yine bu sıraya müptela olur, ona sığınırdım.

  Şimdi karşımdaki 29 ayrı ademoğluna bakıp, konuştuklarını duyuyorum..şaşırmamalı aslında , her öğrenci asar birşeyleri, ama zamanında olmalı herşey.. Öğretmen sınava çalışmak için bırakmış, senin yaptığına bak ayıp be kardeşim! bir tarafta bir grup toplanır , grubun çok konuşanı 'Sinemaya gidelim, biriniz telefonundan baksın hadi .'  der, öbür tarafta birbirlerine fanatik erkek grubu 'araba modelleri ve fiyatları' ilişkisini çözümlemeye çalışır.. daha gerekli bir konu bulunamamış belli ki! Biri birine sınıfın bir köşesinden diğer köşesindeki kankisine bağırıyor , 'salak niye ayaktasın?'.. diyeceğim gözleri kör kendisinin ayakta olduğunu göremiyor  o da yok...Sonra kendime dönüp diyorum ki:
-'bu kadar gereksiz olma, bu kadar basit biri olup çıkma, çok var onlardan, yazık etme kendine..!'

Hıı bu arada ,hoca dersin başında geldi, sınıfımızın bir kaç lider vasıflı insancığı, 'hocam sınavımız var ders çalışabilir miyiz?, konu işlemesek olur mu? ' dedi , hocamızda sağolsun kabul etti , olacakları bilemeden.. ve şu kapıdan çıkarken ne kadarda güzel bir cümle döküldü hocanın dudaklarından:
- 'siz sesli olup birbirinizi rahatsız etmezsiniz, size güveniyorum hadi bakalım, iyi çalışmalar.'..

  Öğretmen masasında yazdığım şu satırları sürdürürken, arkadaşlar demeye bin şahit lazım olan şu topluluğun,öğretmenimizin beş dakika önce söylemiş olduğu güven kokan o bir kaç cümleyi nasıl uyguladıklarını hayranlıkla izliyorum vallahi..
Sanırım bizimkiler sadece cümlenin ,'siz sesli olup..' kısmını duydular.


Hocam iyi haber:
- 'Sınıftaki bir öğrenciye lafınız geçti...'


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder